Yakışıklı reis Mehmet Akif Alakurt
Atv'nin 'Murat Reis'i Mehmet Akif Alakurt: "'Reis'te Rizeli bir ailenin oğlunu canlandırıyorum. Dizi sayesinde Karadenizli olmanın özelliklerini öğreniyorum..."
Atv’nin büyük beğeni kazanan yeni sezon
dizilerinden ’Reis’in başrol oyuncusu Mehmet Akif
Alakurt, konuştu. ’Sıla’ ve ’Adanalı’ dizilerinde üstlendiği
rollerle herkes tarafından tanınan oyuncu, diziye adını veren
’Murat Reis’i canlandırıyor. İşte, Alakurt’un hayat hikayesi ve
oynadığı karakterle ilgili görüşleri:
İÇ DÜNYAMI AÇAMAM
Herkese açmadığım bir iç dünyam var. Çok yakınım olan
birkaç insana anlatırım içimdekileri. Sakladığı çok sırrı falan
olan bir adam da değilim aslında, içimdekileri kendimle paylaşıp
çözüm bulmaya çalışan bir yapım var.
Aşkı denize benzetebiliriz. En büyük mutlulukları, benzersiz
duyguları yaşadığınız bir his, tamamen tersi şeyler yaşamanıza da
sebep olabiliyor.
Ben, aklın çok fazla işin içine katıldığı ilişkilerin keyifli
olduğuna inanmıyorum. Ruhunda var olanı hissedip de onun peşinden
gitmenin verdiği haz bambaşka. Bu sebepten çocukları çok
kıskanıyorum, çünkü korkmuyorlar.
Aşka inanırım. İnsanlar birbirlerini sevebiliyorlarsa, sevgi varsa,
aşk da mutlaka vardır. Ama bu İstanbul’da olmayabilir... Varsa da
bilen, yerini söylesin...
’Murat’, ’The Godfather’ (Baba) filminde Al Pacino’nun
canlandırdığı ’Michael Corleone’yi hatırlatıyor. Karadeniz aileleri
ile İtalyan aileleri birbirine benziyor.
SINIRLARIM VARDIR
Dizide, Rizeli bir ailenin üyesiyim. Gerçek hayatta,
doğma büyüme İstanbullu’yum ama ailem Samsun ve Ordu’dan...
Oralarda yaşamadım ama benim de Karadenizli taraflarım var
tabii.
Mahremiyete önem veren, sınırları olan bir insanım. Birçok
Karadenizli’nin de böyle olduğunu düşünüyorum.
Diziye; balıkçı reisliğinden ziyade, aile reisliği kavramı hakim.
’Reis’ ile birlikte ben de, Karadenizli olmanın özelliklerini
öğreniyorum.
BENDEN İYİ BABA OLUR ASLA BASKI YAPMAM
Mehmet Akif Alakurt, Kadırga’da yetişmiş; üçü kız, ikisi erkek beş
kardeşlermiş. Kalabalık bir ailede büyüyen Alakurt, babalıkla
ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyor:
Benden iyi bir baba olur diye düşünüyorum. Beni tanıyan insanlar da
hep aynı şeyi söylerler.
Çok korumacı bir baba olacağım kesin ama asla baskıyla yetiştirmek
istemem çocuğumu. Çünkü bu doğru bir yöntem değil.
Çocuğa sınır koyduğunuz zaman birçok şey fazlasıyla cazip
gelecektir. Baskı ile yetiştirilen çocukların ne özgüveni oluşuyor,
ne de kişilikleri net oluyor.