Yılmaz Özdil yazdı: "Cahilden daha yıkıcı bir silah henüz icat edilmedi"
Usta kalem Yılmaz Özdil'in Sözcü Gazetesi'nde yayınlanan bugünkü yazısı...
Cehaleti ne kadar derinse, kendine güveni o kadar yüksek olur.
Bilgiyi küçümser.
Bileni aşağılar.
İster uzay mekiği, ister uranyum rezervi, ister jeopolitik strateji, konu farketmez, konu ne olursa olsun, bildiğini zanneder, hatta en iyi bildiğini zanneder.
Gerçeği bütün çıplaklığıyla anlat, hikaye, körü körüne inandığından başkasını kabul etmez.
Profesörler heyeti topla, buna üç gün brifing versinler, üç günün sonunda duvara anlatmışlar gibi olur, üç günün sonunda hâlâ kendi bildiğinin doğru olduğunu iddia eder.
Sabit fikirlidir.
Kendisi gibi düşünmeyen herkes mutlaka hatalıdır.
Fikre fikirle karşılık veremeyeceğini bildiği için, kendi gibi düşünmeyene bağırır, hakaret eder, küfreder, tartışılan konuyu gürültüye getirir.
Her makamı kendisine hak görür.
Eğitim, liyakat, tecrübe gibi kavramları hiç önemsemez, yapabilir miyim diye düşünmez, anlar mıyım diye tereddüt etmez, hangi koltuğu gösterirsen göster, gayet emin şekilde oturur.
Hiçbir soruna karşı en ufak bir hazırlığı bile olmadığı halde, her sorunda her ihtimali hesaplamış gibi davranır.
Üstlerine dalkavuktur.
Astlarına zalimdir.
Bugün ak dediğine, yarın hiç yüzü kızarmadan kara der, her zaman kara dediğine dair yemin bile eder.
Herkesin gördüğünü kendisi de gördüğü halde, işine gelmiyorsa, inkar eder, sizi de görmediğiniz konusunda ikna etmeye çalışır, ikna olmazsanız, sizi yalancılıkla, gerçeği saptırmakla suçlar.
Hayatı boyunca hiçbir konuda en ufak bir başarısı bile olmadığı halde, başarısız olduğunu asla kabul etmez.
Niteliksiz olduğunu farkedemez.
Karşısına çıkan seçeneklerde, her defasında yanlış tercihte bulunmasına rağmen, kendi kararları neticesinde yanlış sonuçlara varmasına rağmen, tercih-sonuç bağlantısını asla kavrayamaz.
★
Dunning-Kruger sendromu'dur bu.
★
Türkçesi, cahil cesaretidir.