Yılmaz Özdil yazdı: "Ferhan Şensoy"

Yılmaz Özdil'in Sözcü Gazetesi'nde yayınlanan bugünkü yazısı...

Yılmaz Özdil yazdı: "Ferhan Şensoy"

Ve, Ferhan Şensoy'u da kaybettik.

2002 yılının kasım ayında, sanatı ve sanatçıyı adeta düşman gibi gören Akp zihniyeti iktidara geldikten sonra, ilk, Melih Cevdet Anday'ı kaybetmiştik.

Uyumayacaksın

memleketinin hali seni seslerle uyandıracak

oturup yazacaksın

çünkü sen artık o sen değilsin

sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin

durmadan sesler alacak, sesler vereceksin

uyuyamayacaksın

düzelmeden memleketin hali

düzelmeden dünyanın hali

gözüne uyku giremez ki…

uyumayacaksın

bir sis çanı gibi gecenin içinde

taa gün ışıyıncaya kadar

vakur, metin, sade,

çalacaksın

Orhan Veli ve Oktay Rıfat'la birlikte Garip Akımı'nı ortaya çıkarmıştı, “sizleri alışılmış şeylerden şüpheye davet ediyoruz” diyerek, uyarmıştı… “Düzelmeden memleketin hali, uyumayacaksın, bir sis çanı gibi gecenin içinde, taa gün ışıyıncaya kadar!”

Kerem Yılmazer'i kaybettik, sırtını sıvazladığımız köktendinci teröristlerin İstanbul'un göbeğinde patlattığı bombalarla kaybettik.

“Ben hâlâ Kuvayı Milliye eriyim” diyen, yaşı Cumhuriyet'ten büyük ressamımız Avni Arbaş'ı kaybettik.

Şairlerin özgür ruhlu aşkı Tomris Uyar'ı, ses ustası Kerim Afşar'ı, efsane vamp Aysel Tanju'yu, sinema emekçisi Kazım Kartal'ı kaybettik.

Avanak Avni'nin babası Oğuz Aral'ı, Toroslor gibi Tendürek gibi Erciyes gibi dimdik bir adam Cem Karaca'yı, ilk kadın opera sanatçımız Semiha Berksoy'u, Cilalı İbo'muz Feridun Karakaya'yı, iyi kalpli kötü adam Hüseyin Baradan'ı, Arap bacımız Tevfik Gelenbe'yi, tiyatro duayenlerimiz Necdet Mahfi Ayral, Kamuran Usluer, Haluk Kurdoğlu ve İsmet Ay'ı, yaylı tamburu öksüz bırakan Ercüment Batanay'ı, mevlidhanımız Kani Karaca'yı, ne kötü bir yıldı 2004 kardeşim, Şükran Kurdakul'u, Çetin Alp'i, Atilla İçli'yi, Baki Tamer'i, Mehmet Günsür'ü, Turgut Atalay'ı, Vedat Günyol'u, Turgut Atalay'ı, sıra geceleri geleneğinin unutulmazı Kazancı Bedih'i, Türk halk müziğinin huma kuşu Nezahat Bayram'ı kaybettik. Anıtsal heykeltıraşımız Tankut Öktem'i kaybettik.

Yerlerini doldurabilmek mümkün oldu mu?

An gelir

paldır küldür yıkılır bulutlar

gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet

o eski heyecan ölür

an gelir

biter muhabbet

çalgılar susar

heves kalmaz

şataraban ölür

Geldi maalesef o an, Attila İlhan'ı kaybettik.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!

Konular Yılmaz Özdil