Yılmaz Özdil yazdı: "Poşet"
Sözcü Gazetesi'nden Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı...
Büyük Selçuklu sultanı Alparslan, Anadolu'nun kapılarını biz Türklere açan Malazgirt meydan muharebesine gelirken, askerlerinin erzağını naylon poşetlere koydursaydı, o poşetler 1071'den beri yokolmadan hâlâ Anadolu topraklarında duruyor olacaktı.
Çünkü, naylon poşet doğada bin yılda bile yokolmuyor.
1071'den beri sıcaktan genleşecek, zemine yapışacak, kimyasallarıyla bitki örtüsünü zehirleyecek, nefes almalarını engelleyecekti.
★
Fatih Sultan Mehmet'in bembeyaz atıyla İstanbul'a girdiği dakikalarda, karadan yürüterek Haliç'e indirdiği gemilerinin leventleri kana kana su içip, pet şişelerini denize atsalardı, o pet şişeler 1453'ten beri Haliç'in tabanında yatıyor olacaktı.
Çünkü, pet şişe denilen illet doğada 600 yılda bile yokolmuyor.
★
Roma imparatoru Sezar, Nil nehri kefalinden hazırlattığı havyarları, bizim Gökova körfezi'ndeki Sedir adası'nda güneşlenen Mısır kraliçesi Kleopatra'ya strafor köpük kutulara koydurarak hediye etseydi, o strafor kutular milattan önce 50 yılından beri Sedir adası'nın dünyada eşi benzeri bulunmayan altın sarısı plajında duruyor olacaktı, hatta, üç bin yıl daha orada duruyor olacaktı.
Çünkü, strafor denilen termoplastik ürün 5 bin yılda bile yokolmuyor.
★
Plastik tabak doğada 500 yıl yokolmuyor, plastik su borusu bin yıl kalıyor, insan ömrü 80-90 yıl, bebek bezinin ömrü 550 yıl!
★
Poşet denilen plastik torba, 1965 yılında İsveç'te icat edildi.
Yani, sadece 56 yıl önce dünyada poşet diye bir kavram yoktu.
1979 yılından itibaren ABD'de üretilmeye başlandı.
Türkiye'de 1989 yılından itibaren kullanılmaya başlandı.
Özellikle gençlerimizin inanması çok güç ama, sadece 32 yıl öncesine kadar Türkiye'de marketlerle pazarlarda poşet yoktu, file vardı, kesekağıdı vardı, bez torba vardı, poşet atığı sıfırdı.
YILMAZ ÖZDİL'İN SÖZCÜ GAZETESİ'NDEKİ YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAUARAK OKUYABİLİRSİNİZ