Yılmaz Özdil yazdı: "Söke Söke..."

Sözcü Gazetesi'nden Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı...

Yılmaz Özdil yazdı: "Söke Söke..."

“Güzel kardeşim, bu yaptıkları köprülere tünellere dolar bazında geçiş garantisi veriyorlar, hiç kullanmadığın halde en az 25 yıl bu parayı ödeyeceksin” diyene, Allah belanı versin diyorlar.

“Bu köprüleri tünelleri milletin cebinden tek kuruş çıkmadan yaptık” diyene, Allah razı olsun diyorlar.

Bana sorarsanız muhalefet bu işi engellemesin, bırakın söke söke alsınlar.

“Dünyada 193 ülke var, geçmediği köprüye, girmediği tünele, uçmadığı havalimanına para ödeyen tek ahali var, sokağa çıkma yasağında bile ödeme devam ediyor” diyene, vatan haini diyorlar.

“Dünya bizi kıskanıyor” diyene, Türkiye seninle gurur duyuyor diyorlar.

“50 milyon dolar bulamadık diye tank fabrikamızı Katar'a verdiler, sırf köprü müteahhidine her yıl hampadan 500 milyon dolar ödüyorlar” diyene, soyuyorsa beni soyuyor sana ne diyorlar.

“Katar emiri'nin annesinin Kanal İstanbul'dan gayrimenkul almasından niye rahatsız oluyorsunuz, Katar emiri almasın da Hans mı alsın, Helga mı alsın” diyene, götünün kılıyım diyorlar.

“Milletin cebinden tek kuruş çıkmadan Kütahya'ya havalimanı yaptık dediler, müteahhide her yıl 1 milyon 300 bin kişi uçacak garantisi verdiler, sadece sekiz bin kişi uçtu, her yıl uçmayan 1 milyon 292 bin kişinin parasını ödüyorsun, bak geçen hafta ortaya çıktı, Ankara tren garı için yılda beş milyon yolcu garantisi vermişler, anca 740 bin kişi gelmiş, trene binmeyen, gara bile gelmeyen 4 milyon 260 bin kişinin parasını ödüyorsun” diyene, yuhhhh diyorlar, döve döve linç ediyorlar, taşlıyorlar, kaçarak sığındığı evi ateşe vermeye çalışıyorlar.

“Bizden önce evlerde buzdolabı yoktu, cenaze yıkayacak imam yoktu, cenazelerimiz ortada kalıyordu, ambulansları köpekler çekiyordu, benden önce İstanbul'da ağaç yoktu” diyene, he valla diyorlar.

“Canım kardeşim, diyelim ki bugüne kadar yaşananları kavrayamadın, bak Sedat Peker somut örnekleriyle takır takır anlatıyor, Allah ile aldatanlar tertemiz memleketimizi karapara tabakhanesi haline getirmiş, servetinin kaynağı belirsiz oligarklar çöreklenmiş, uyuşturucu baronları üşüşmüş, ithal mafyaya vatandaşlık verilmiş, hıristiyan Mormon tarikatına bile peşkeş çekmişler, organize suç örgütleriyle al takke ver külah olmuşlar, sana pembe tablolar çizen mütedeyyin maskeli gazetecilerin düpedüz çantacı oldukları ortaya çıktı, dindar nesil ayaklarına yatıyorlar ama, pezevenkler bile baştacı edilmiş” diyene, inanmıyorlar.

“Şahlandık, ay'a gidiyoruz” diyeni alkışlıyorlar.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!